Αναζήτηση αυτού του ιστολογίου

Δευτέρα 9 Φεβρουαρίου 2009

AZİZ DİMİTRİOS ( PELOPONİSSİOS) - Άγιος Δημήτριος ο Πελοπονήσιος

Aziz Dimitrios Arkadias’ın Ligudista köyünde dünyaya geldi. Ailesi Hristiyandı. Annesinin erken vefatı üzerine babası tekrar evlendi. İkinci karısı sert bir insan olmakla beraber Dimitrios ve büyük kardeşiyle hiç ilgilenmiyordu. Dimitrios’un babasının adı İlyas’tı. Böylece bu iki çocuk evlerinden ayrılarak Tripoli şehrine iş bulmaya gittiler. Bunlardan bir tanesi Türk bir aileye hizmetçi olarak alındı genç olan ise inşaatlarda iş buldu. Bir zamanlar onlarla kavga ederek yanlarından ayrıldı. Bunun üzerine bir Türk berberinde iş buldu. Efendisinden etkilenerek Hristiyanlığı bırakarak türk elbiseleri giydi ve müslüman oldu. Kardeşi onu gördüğü zaman oda aynısını yaptı. Kısa bir zaman sonra babaları İlyas oğullarının Türkleştiğini öğrendi. Bunun üzerine onlarla konuşmak için Tripoli şehrine gitti. Dimitrios babasının geldiğini öğrendiğinde utanarak saklandı. Babasını görmeye utandığından düşüncelere kapılarak üzülmeye başladı ama daha fazla üzüldüğü şey dinini bırakması idi. Böylece berberden kaçmak için sürekli olarak fırssat arıyordu. Bazı hristiyan tanıdıklarının yardımı ile adalardan birinde bulunan Vaftizci Yahya manastırına vardı. Orada günahları için af diledikten sonra yaptıklarına pişman oldu. Başrahip Dimitrios’u Hio mitropoliti aziz Makarios’un yanına gönderdi. Aziz Hio’ya vardığı zaman mitropolit onu sevgiyle karşıladı. Daha sonra aziz başından geçenleri anlattıktan sonra bedenini Mesih İsa’ya adamaya karar verdiğini söyledi. Mitropolit onun bu kararına hayran kalarak ruhu ile ilgilenmesini söyledi. Aziz en kısa zamanda cennete gitmek istiyordu. Sürekli olarak Tanrı’nın onu affetmesi için dua ediyor ve ağlıyordu. Bir çok kez üzüntüden kendisine zarar veriyordu ve hatta burnundan kan akıyordu. Başka bir zaman soğuğun içerisinde dağlara çıkıyor orada gece gündüz dua ediyordu. Paskalya bayramı geldiğinde aziz isteğini yerine getirmek için Tripoli şehrine gitti. Orada bazı tanıdıklarıyla karşılaştığında kararını onlara açıkladı. O zaman papaz olan Antonios adında bir kişi:
- Bu gece hep beraber dua edelim. Tanrı bize ne gösterirse onu yapacağız.
Dimitrios bu karara saygı duyarak şehrin dışındaki Aziz Nikolaos kilisesinde kalmak için oraya gitti. Aynı gece papaz Tanrı’sal bir rüya gördü. Ayrıca aziz aynı gece dua ederken beyazlar içerisinde bir adamın üç kez kendisine göründüğünü gördü. Azize şunları söyledi:
- Selam sana Dimitri, sen cesaretli ol bende senin yanında olacağım.
Böylece aziz isteğinin yerine gelmesinin Tanrı isteği olduğunu anladı. Günahları için af diledikten sonra şehrin içerisinde Türk’lerin onu tanıması için üç tur attı ancak kimse onu tanımıyamıyordu. Bunun üzerine eskiden çalıştığı berbere girerek selam verdi ve tanıdıklarına paskalya bayramında hristiyanların selamlaşma yöntemi olan “ Mesih dirildi” kelimesini söyledi. Onlar ona kim olduğunusorduğunda o eskiden dinini değiştiren Dimitrios olduğunu açıkladı. Dinini kabullenmek için ve Mesih İsa adına kanını dökmek için oraya geri dönmüştü.
- Eğer ölmek istiyorsan gel seninle bahçeye çıkalım orada bileklerini jiletle keseceğim.
O büyük bir mutlulukla hemen bahçeye koştu ve sevinçle önünde eğildi ancak Türk daha sonra karar değiştirdi. Bu arada şehirde bir kişini önce müslüman olup daha sonra tekrar Mesih İsa’ya inandığı duyuldu. Müslüman bir adam bunu öğrendiği zaman berbere giderek Dimitrios’u alarak elbiselerini satmak için onu bir dükkana götürdü. Şans eseri dükkan sahibide hristiyandı. Bunun üzerine dükkan sahibi adama para karşılığı azizi serbest bırakmasını teklif etti. Ancak aziz yalvararak:
- Lütfen benim için paranı verme. Benim Tripoli’ye gelmeketki amacım bu zaten.
Bunun üzerine Türk adam azizi alarak Türk beyine götürdü oda azizi savcıya gönderdi. Savcı azizi gördüğü zaman kim olduğunu ve neden dinini değiştirdiğini sordu. Aziz yunancada savcıya önceden hristiyan olduğunu şimdide hristiyan olduğunu ve hristiyan olarak ölmek istediğini söyledi. Savcı yunanca bilmediğinden etrafında bulunanlardan tercüme etmelerini istedi. Yunanlılardan nefret eden biri savcıya daha önceden Türk olduğunu ve halen Türk olduğunu söyledi.
- Hayır! Ben hristiyan doğdum ve hristiyan olarak öleceğim.
Diye cevap verdi aziz.
Bunun ardından savcı azizin başının üç darbeyle öldürülmesini emretti. Aziz mutlu bir şekilde günahını ödemek için öldürüleceğinden sevinçle kararı kabul etti. İşkenceciye yaklaştığında sevinçle diz çöktü ve kafasını uzattı. O onu kaldırarak daha önceden çalıştığı berbere götürdü. Dimitrios bir kez daha diz çökerek ölümünü beklemeye başladı türkler ise cesaretine hayran kaldılar. Ardından onu tekrar oradan kaldırarak balık çarşısına götürdüler. Daha sonra azizin kafasına üç kere güçlü bir şekilde vurduktan sonra azizi öldürdü. O zaman 14 Nisan 1803 idi. Saat ise öğlenden sonra 3 idi.

Δεν υπάρχουν σχόλια: